Ankara'nın İhtiyacı Rantın Peşinde; Kontrolsüz Yayılan bir Kent, Yüksek Yapılar, Her Yere Asfalt Yol ve Köprülü Kavşaklar Değil Kent Planlamadır.
Kentimizin imar planlarını sürdürülebilirlik ve yaşanabilirlik ilkeleri ile hazırlayacak, sağlıklı, güvenli, afet dirençli, enerji verimli akıllı kentin temellerini atacağız. Cumhuriyet’in Başkenti Ankara’nın doğal, tarihi ve kültürel mirasını koruma bilinciyle kamu yararı adına çalışacağız.
SORUN: Plansız Kentleşme
Yaşanabilir kentler yaratma amacından uzaklaşan yerel mekanizmaların elinde, birileri zengin olurken ortaya çıkan sorunlar burada yaşayanlara ve kamu bütçesinin sırtına yükleniyor.
Plansız yapılaşma, özellikle kentin çeper bölgelerinde uygulanan rant amaçlı parçacı (mevzi) imar planları ile oluşan yüksek yoğunluklu konut alanları ve bunları bağlayan tekil ulaşım yatırımlarının bir sonucudur. Bu sürecin yarattığı kent parçaları belirlenemeyen altyapı yatırımları ile sürekli yeni altyapı çalışmalarına ve büyük bütçelerin israf edilmesine yol açmaktadır.
- Kentin her yerinde yükselen yapılar, henüz yapılaşmanın olmadığı yerlerde yapılacak olanak tanımak üzere açılan asfalt yollar; halka iyi görünmek, kamu mülklerinin değerini artırarak satıp bütçelerine gelir sağlamak amacıyla sürdürülen politikaların bir sonucudur.
- Üst ölçekli plan kararlarına aykırı birçok yapılaşma kararının olduğu bölgede onlarca dava bulunmaktadır. Hukuka ve planlama ilkelerine aykırı hazırlanan mevzi planlar adalet sistemine maddi ve zaman açısından artı yük getirmektedir.
- Bugüne kadar teknik altyapı ve donatı ihtiyaçları ile bütüncül bir planlamaya konu edilmeden yapılan mevzi planlar ile açılan alanlarda ulaşım, sağlık, eğitim, vb. birçok sorun bulunmaktadır.
- Kent çeperinde geniş tarım arazileri olan alanlarda ilave yerleşim alanı ve nüfus artışı getirilmektedir.
- Kamu yararının gerektirdiği bilimsel, nesnel ve teknik zorunluluklar ortaya konulmaksızın yerleşim alanları artırılmaktadır. Bazı çevrelerin ranta dair talepleri kamu yararı bağlamında değerlendirilemez.
ÇÖZÜM
- 1. Ankara'nın parçacı, nesnel gerekçesi bulunmayan rant amaçlı planlara değil, bütüncül planlama çalışmaları ve politikalarına ihtiyacı vardır. Bütüncül ve güncel bir üst ölçekli planı, gelişme stratejisi ve konut politikası bulunmayan Ankara`da, mevzi imar planlarına izin vermeyecek, kentimizi üst-ölçekli bir stratejik plan dâhilinde yeniden planlayacağız.
- 2. Belediye bütçesinde betona, asfalta ve rantiyeye değil, halk lehine bir dağılım yapacağız.
- 3. Ankara'nın bugünkü haline gelmesine neden olan politikalar ve imar uygulamalarına son verecek, kentimizin kamu yararı doğrultusunda yaşanabilir bir kent olabilmesi amacıyla çalışacağız.
SORUN: Kilometrelerce yeni yol açılıyor, asfalt rekorlarıyla övünülüyor ancak Ankara'nın ulaşımında plansızlık sürüyor.
Ulaşım yatırımlarına ayrılan yerel yönetim bütçelerinin önemli bir bölümü olması gerektiği şekilde değil, rant alanlarını birbirlerine, kentsel hizmetlere, kente bağlamak ve yeni rant alanları üretmek için harcanıyor.
- Otomobile bağımlı ulaşım sistemi sürdürülmektedir.
- Melih Gökçek dönemi başlatılan rant projeleri Mansur Yavaş döneminde devam ettirilmektedir. Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek`in iptal edilen Çevre Düzeni Planındaki tüm yolları yapmıştır. Bugüne kadar yapılmış olan tüm rant planlarını meşrulaştıran ve yeni rant alanları açan, yaklaşık 20 milyon nüfus için hazırlanan 2017 yılı onaylı 2038 Çevre Düzeni Planındaki tüm yollar, plan iptal edilmiş olmasına rağmen Mansur Yavaş döneminde, planlamaya konu edilmeden, sadece ihale edilerek uygulanmıştır. Katlı ve köprülü kavşaklar, itirazlara ve mahkemelerin iptal kararlarına rağmen yapılmış, hatta dava süreci devam ederken, mahkemeler daha karar bile vermemişken yapımları tamamlanmıştır. Bir kısmı ise yapımı tamamlandıktan sonra imar planına işlenmiştir.
- Yaya öncelikli trafik sistemini hayata geçiremeyen Büyükşehir Belediyesi yaya geçişlerinin sadece köprülü kavşaklar ile mümkün olabileceğinden hareket etmekte, bilimsel ve uygulanabilir çözümleri saf dışı bırakmaktadır.
- Ankara, birbirinden kopuk mevzi imar planları ile getirilen hatalı ulaşım yatırımı kararlarıyla, kentsel niteliklerini kaybetmiş, çevresindeki tarlalarda gökdelenlerden ibaret dev, beton ve saçaklanmış bir kent olmuştur.
- Kentlerdeki yol ağı kapasitesinin genişletilmesinin ilk başvurulacak seçenek olarak değerlendirilmesi, kamusal kaynaklarının etkin kullanımı ilkesi ile örtüşmediği gibi büyük finansal ve kentsel arazi israfına sebep olmaktadır.
- Ankara başkent olmasına rağmen toplu taşıma konusunda birçok büyükşehirden geridedir. Raylı sistemlerin ulaşım yatırımları arasında önemsizleştirilmesi, kentsel ölçekte etkin bir ağın kurulmamış olması ve özellikle havalimanına metro bağlantısının olmaması önemli sorunlardır.
- Ulaşım modları arası geçişlerin etkin bir sistem ile tanımlanmamış olması nedeniyle metro’dan inen vatandaşlar otobüs duraklarında saatlerce beklemekte ya da otopark bulunmaması nedeniyle özel araçlarına uzun mesafeler yürümek zorunda kalmaktadır.
- Otobüslerin çok eski olması konforsuz seyahat ve engellilerin kullanımını olanaksız kılması ile birlikte kaza riskini artırarak güvenlik sorunu yaratmaktadır.
- Otobüs sayısının az olması ile birlikte hem hatların az hem de seferlerin seyrek olması vatandaşa ciddi vakit kaybettirmektedir.
- Yaya ulaşımında etkin bir planlama geliştiremeyen Büyükşehir Belediyesi, kentin her yerinde sürekli kaldırım çalışması olmasına rağmen halkı bozuk kaldırım çilesinden kurtaramamaktadır.
- Otomobile bağımlı ulaşım sistemi otopark sorununu çözülemez boyutlara getirmektedir.
ÇÖZÜM
Kent içi ulaşımda hedefimiz toplu taşıma türlerinin çekiciliğini arttırarak özel araçlı yolculukların sayısını azaltmaktır.
- 1. Bütüncül ulaşım planlaması ile ulaşım ağlarını güvenilir, sürdürülebilir, çevre dostu sistemlerle, uzun dönem metropoliten arazi kullanım planı ile uyumlu, çok modlu ve entegre bir ana ulaşım planı yapacağız.
- 2. Kentte ulaşım sorunlarının çözümünü Ulaşım Master Planı ile sağlayacak, kesintisiz (akıllı teknolojiler ile farklı ulaşım modları arası etkin entegrasyon) toplu taşıma sistemi çalışmalarına hızla başlayacağız.
- 3. İlk olarak şehri havalimanına ulaştıracak bir metro hattıyla başlamakla birlikte, belediyenin bütçesinin en büyük kısmı toplu taşıma ağlarını geliştirmeye ayıracağız.
- 4. Mevcut metro hattını uzatacak ve özellikle yoğun nüfuslu semtlerimize metro gelmesi için çalışmalara ivedilikle başlayacağız.
- 5. Metrodan inenler otobüs duraklarında saatlerce beklemeyecek ya da aracına ulaşmak için km’lerce yürümeyecek, entegre sistemler ulaşım master planlarında tanımlanacaktır.
- 6. Otobüs sayısı, hatları ve seferlerini optimize edecek ve Türkiye’de örneği görülmemiş bir şekilde artıracağız.
- 7. Kalitesi düşük veya bozuk kaldırımların nerede ve ne kadar yaygın olduğunu belirlemek için kapsamlı bir saha araştırması yapılacak.
- 8. Tüm kentte yaya öncelikli trafik sistemine geçiş yapacak, kaldırımları yaya ulaşım sisteminin bir parçası olarak ivedilikle onaracak, kaldırımların ilerleyen günlerde bozulmayacağından emin olmak için çeşitli stres testlerinden oluşan kalite kontrol testleri yapacağız.
- 9. Ankara’nın tamamının engelli vatandaşlarımıza uygun kaldırımlara sahip olduğundan emin olana kadar çalışacağız.
- 10. Yaya hakları ve güvenliğini dikkate alacak, trafik sinyalizasyon uygulamaları, yaya geçitleri, trafik yavaşlatma projeleri, hız kesiciler veya yaya üst geçidi gibi daha düşük bütçeli ve daha kısa sürede gerçekleşebilecek uygulamalar hayata geçireceğiz.
- 11. Toplu taşıma altyapısının geliştirilmesiyle hem trafik hem de otopark sorununu çözeceğiz.
- 12. Yol boyu parklar ve yapılaşma artırıcı, görsel kirlilik nedeni çok katlı otoparklar yerine yeraltı otopark uygulamalarına öncelik vereceğiz. Mevcut çok katlı otoparklarda görsel kirliliği azaltıcı önlemler alacağız.
SORUN: Cumhuriyet’in Başkenti Kimliği Yok Ediliyor
Cumhuriyet’in Başkenti Ankara, kente yüklenen politik, kültürel ve ideolojik işlevlerle modern yaşamın kurgulandığı, bütüncül bir yapıda planlanan öncü bir kent olmuştur. Bulvarlar, meydanlar, parklar ve binalar bu kimlik inşasının temelidir. Ancak yıllar boyunca, siyasi ve iktisadi egemenlerin etkileri altında ideolojik yapılanma ve rant sağlama kaygısı çerçevesinde dönüşüm, baskı, yıkım ve hatalı gelişim kararları ile kimliksizleştirilme ve niteliksizleştirilme tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır ve bu süreç devam etmektedir. Cumhuriyet’in simge binaları yıkılmakta, atıl bırakılarak çöküntüleşmeye terk edilmekte, etrafları yüksek katlı yapılaşma ile çevrilerek algılanmasının önüne getirilmektedir.
Bu kimliksizleştirme süreci şu şekilde özetlenebilir:
1. Bakanlıkların Eskişehir yoluna taşınması ve eski Cumhuriyet Dönemi yapılarının işlevsizleştirilerek atıl bırakılması ile kent merkezinde büyük bir alanın çöküntüleşmeye terk edilmesi. Bu şekilde gelecekte yapılacak dönüşüm uygulamalarına meşruiyet kazandırılması.
2. Cumhuriyet dönemi yapılarının yıkılması ya da etrafı ölçeğe aykırı yeni yapılaşma ile sarılarak görsel algısının/imajının yok edilmesi.
- Gar binası: Gar tesisinin içerisinde Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi, TCDD Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi, TCDD Müzesi ve Sanat Galerisi gibi unsurlar yer almaktadır. Bu yapı geniş bir alana yayılan yeni gar binasının hizmete girmesi ile atıl bırakılmış ve sonrasında Eski AŞTİ Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi ile hayata geçirilen Merkez Ankara Konutlarının yüksek katlı yapıları arkasında kaybolmuştur.
- İller Bankası 1937’de yapılan binasının cami inşaat alanının genişletilmesi için yıkılması.
- Cumhuriyet döneminin önemli endüstri yapısı olan Su Süzgeci Binası, Maltepe Elektrik ve Havagazı Fabrikası, AOÇ İşçi Memur Lokantası, Etibank Binası, Baraj Gazinosu, Marmara Köşkü’nün yıkılması.
- 1947 yılında kurulan Ankara Tenis Kulübünün 1954 yılında tasarlanan binasının yıkılması.
- 100. Yıl Çarşısının yıkılması. Yapı, işyerlerine bölünerek ticaret kullanımına dönüştürülmüş, yıllarca bakımsız ve denetimsiz bırakılarak yıkıma hazırlanmıştır.
3. Çağdaşlaşma projesinin göstergeleri ortak kamu mekanlarının atıl bırakılarak kullanımlarının engellenmesi.
- Atatürk Orman Çiftliği’nin sistemli bir şekilde talan edilmesi: Atatürk Orman Çiftliği, satış ve kiralamalar ile kamu kurumlarına yeni binalar için tahsis edilmekte, her yerinde yeni yollar açılmakta, adeta boş bir rezerv alan olarak görülmektedir. Getirilen yeni kullanımlar Atatürk`ün vasiyet mektubunda yazan kullanımlar ile örtüşmemektedir. AOÇ arazilerinin parçalanmasına yol açan uygulamalar, tarihi ve doğal kimliğinin kente kattığı imgenin yok olmasının önünü açmaktadır. Ayrıca kentin önemli bir açık alanının yok edilmesi iklim değişikliği etkilerini giderek daha fazla yaşayan Ankara'nın geleceğine ihanettir.
- Güvenpark: Modern kent merkezinin temel bileşenlerinden biri olmakla birlikte içerisinde yer alan Kurtuluş savaşını tarifleyen rölyefler ile önemli bir kimlik ögesi olan Güvenpark yıllar içinde dolmuş ve otobüs durakları ile metro girişleri ve bacalarıyla işgal edilmekte, tüm nitelikleri tek tek yok edilerek adeta dev bir durağa dönüştürülmektedir. Zaman zaman katlı otopark, vb. öneriler ile bu alanın aslen kullanılmadığı vurgulanmakta, kullanım olanakları sınırlanarak alan sahipsiz/karanlık bırakılmakta ve zamanla suç odağı olarak nitelenmesi desteklenmektedir. Bu şekilde parkın farklı bir kullanıma dönüşümü meşrulaştırılmaktadır.
- Ulus meydanı: Ulus’taki yeni cami Ulus Meydanının ticaret merkezi, düğüm noktası özelliğini gölgede bırakmaktadır.
- Tandoğan meydanı: Ankara’nın meydanlarında, parklarında yer edinmiş neredeyse Başkent ile yaşıt olan ‘Su Perileri’ heykeli 90’lı yıllarda bulunduğu Tandoğan Meydanı’ndan kaldırıldıktan sonra meydan niteliğini kaybetmiş ve kavşak olarak kalmıştır.
- Cebeci İnönü Stadyumu: 1967`de açılan Stadyumun, hukuki süreç devam ederken, hukuksuzca sürdürülen söküm ve yıkım çalışmaları tamamlanmıştır. Hem Cebeci`de yaşayanlara hem de tüm Ankara`ya hizmet vermiş ve Ankara'nın belleğine işlenmiş İnönü Stadyumunun yerine Millet Bahçesi yapılması planlanmaktadır.
4. Başkentin modern/çağdaş kentli yaşam biçimini yansıtan ve öncelikle kamu personelinin bu yaşam biçimini tanıtması ve benimsetmesi hedefine yönelik konut yapılarının yıkılması. Kentsel Sit Alanı olarak belirlenen ve içerisindeki konutların her biri korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilen Namık Kemal (Saraçoğlu) Mahallesi; Başkentlilik kimliği, kent hafızası, tarihi ve kültürel değerler hiçe sayılarak bir yatırım alanına dönüştürülmüştür. Açılan davalarda hem bilirkişi raporları hem de mahkeme kararları itirazların haklılığını onaylasa da inşaatlar sürmektedir.
Ankara 13. İdare Mahkemesi 2022/2320 sayılı davaya ait bilirkişi raporunda özetle;
- Saraçoğlu Mahallesi`nin, II. Ulusal Mimarlık Üslubu özelliklerine sahip devlet eliyle memurlar için yapılmış ilk toplu konut projesi olduğu,
- Saraçoğlu Mahallesi`nin, Güvenpark ve Hükümet Kartiyesi gibi önemli kent ve cumhuriyet imgelerinden biri olduğu,
- Barındırdığı özellikler bakımından tarihi, sosyolojik, şehircilik, mimarlık, doğal değerlere sahip olduğu ve bu özelliklerinden dolayı Kentsel Sit Alanı ilan edildiği,
- Plan değişiklikleri ile kente kattığı imgenin yok olmasının önü açıldığı; barındırdığı tarihi, kültürel, doğal özellikler ve Cumhuriyet ideolojisi bakımından Saraçoğlu mahallesinin öneminin ülke çapında olduğu,
- 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı`na göre Güvenpark, Bakanlıklar ve Saraçoğlu Mahallesi`nin bir bütün olarak ele alınması gerektiği, ancak dava konusu planların parçacı bir şekilde ele alındığı, bu yönden üst ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı`na aykırı olduğu,
- Dava konusu plan kararları ile alanın kuruluş amacının dışında turizm ve ticaret gibi kullanımlara konu edildiği; alanın tarihi ve doğal kimliğinin kente kattığı imgenin yok olmasına neden olabilecek kararlar içerdiği.
5. Cumhuriyetin Başkenti algısının kamuya açık görsel malzemeler ile yok edilmesi.
- Belediye Logosu: Bu tür simgeler tarihinde önemli dini yapılar bulunan Istanbul, Bursa gibi kentlerin kimlik öğelerini taşımakla birlikte, Ankara’nın kimliği Başkentlilik işlevine dayanmakta ve cumhuriyetin çağdaşlık ilkeleri ile biçimlenmektedir.
- Billboardlardaki dini simgeler/amblemler, açılış seramonilerindeki fiziksel mekan düzenlemeleri çağdaş bir Türkiye algısını silmektedir.
- Kamu görsellerinde ve medyada sık kullanılan Kılık Kıyafet Kanununa aykırı görüntüler Cumhuriyetin çağdaş kadın imajını yok etmektedir.
6. İçinde Cumhuriyet Dönemi yapılarının da bulunduğu Ulus Tarihi Kent Merkezinin plansız bırakılması. Tarihi kent merkezi bir kentin, kent kültürü ve belleğinin özüdür. Ulus Planı 2005 yılında Melih Gökçek yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi`nce iptal edilmiştir. Daha sonra nitelikli yapıların yıkımlarıyla özdeşleşen Ulus Tarihi Kent Merkezi, siyaset ve sermayenin amaçlarına hizmet eden "yenileme" planları dönemi ile yeniden gündeme gelmiştir. Bu alan halen plansız olması nedeniyle her türlü müdahaleye açıktır. Mansur Yavaş yönetiminde, "Ulus Koruma Amaçlı İmar Planı" hazırlık aşamasının ötesine geçememiş, daha önce Melih Gökçek yönetiminden kurtarılabilmiş 100. Yıl Çarşısının yıkılması onaylanmış ve çöküntüleşme süreci yaygınlaştırılmıştır.
ÇÖZÜM
- 1. Belediye bünyesinde Başkent Miras Yönetimi Merkezi oluşturacak, Belediye koordinatörlüğünde tüm paydaşların katılımıyla öncelikle belli noktalarda çakışan iki alan üzerinde Miras Yönetimi ana çerçevesini kuracağız. Bu merkez bünyesinde oluşturacağımız komisyonlarla miras yönetiminin temel bileşenleri olan denetleme ve izlemeyi etkin kılacağız.
- 2. Kamusal Merkez Miras Yönetimi Projesi: İlk Meclis ile son Meclis arası, Yenişehir (Opera Binası ve çevresi), Kızılay Meydanı, Bakanlıklar, Atatürk Bulvarı ve yakın çevresi. Bu alan üzerinde Miras Yönetimi çerçevesinde Koruma Amaçlı İmar Planları hazırlayacağız.
- 3. Ulus Tarihi Kent Merkezi Miras Yönetimi Projesi: Kentsel ve Arkeolojik Sit Alanı. Bu alan üzerinde Miras Yönetimi çerçevesinde Koruma Amaçlı İmar Planları hazırlayacağız.
- 4. Belediye logosunu değiştirecek, Başkentlilik işlevine dayanan ve Cumhuriyetin çağdaşlık ilkeleri ile biçimlenen Ankara’nın kimliğini her alana taşıyacağız.
- 5. Ankara’nın Cumhuriyet’in Başkenti kimliği ile markalaşmasını hedefleyecek, yöreye özgü ve tutarlı unsurlar, özellikler karması oluşturarak, ilgili destinasyonu diğerlerinden farklı kılan ve ona kimlik kazandıran bir yapı ile olumlu bir imaj inşa edeceğiz.
- Yer’e özel kentsel kimlik öğeleri ile bezeli mekan markalaşmasını hedefleyeceğiz.
- Yerel kaynakları, potansiyelleri değerlendirecek, dünya çapında tanınmış, rekabetçilik düzeyi yüksek bir kent yaratacağız.
- Yatırım ortamları yaratacak, yatırımlarda rekabetçilik ile birlikte çevre duyarlılık ilkelerini benimseyeceğiz.
- Marka değeri yüksek özellikleri belirleyeceğiz.
- Ulusal ve uluslararası sermayenin dolaşımına engel teşkil eden koşulları bertaraf edecek, stabil ve güvenli kentler yaratacağız.
- Yüksek eğitim düzeyi hedefi ile halkın bilinçlenmesi ve katılımına öncelik vereceğiz.
SORUN: İklim değişikliğine hazırlık yok, uyum yok, ihmal çok!
Belediyeler "Bir yıllık yağış bir haftada yağdı", "500 yılda bir olan değerler", "Kader" gibi doğaüstü gerekçelerle kendi ihmallerini gölgelemeye çalışmaktadır. Oysa uzmanlar, iklim değişikliğinin etkisiyle sıcaklık artışı ve kuraklaşma sürecinin şiddetlenerek, çölleşme riski taşıyan alanların artacağını, yağışların artacağını ve kısa sürede gerçekleşen şiddetli yağışların sıklaşacağını vurgulamakta ve herkesi önlem almaya çağırmaktadır.
- Ankara'nın geleceğine baktığımızda daha da olumsuz bir tablo ortaya çıkıyor. Ankara yüksek çölleşme risk bölgesi içerisinde yer almaktadır. Bu koşullarda bugün yapılmakta olan mevzi imar planlarının hayata geçmesi demek sadece can kayıpları gibi ani felaketler değil, uzun erimde halk sağlığını doğrudan etkileyen olumsuzluklar demektir. Tüm bunlar bilinmesine rağmen Başkentin hayata geçirilen, kenti iklim değişikliğinin etkilerine uyumlu, dirençli hale getirebilecek olan hiçbir çalışması bulunmamakta, bunun üzerine düşünülen çalışmalar da, hayata geçirilmemektedir. Aksine, bu etkileri büyütecek her birini felakete çevirebilecek yüksek yapı yoğunlukları ve asfaltlardan ibaret uygulamalar devam etmektedir.
- Kotlarda su baskınları, göle dönüşen kavşaklar, sel basan arterler, artan hastalıklar gerçeğimiz oldu.
- Uzun yıllar Gökçek`in hüküm sürüp yıprattığı, hiçbir afete hazır olmayan Ankara, battı çıktıları, imara açılmış vadileri, dere yatakları, taşkın alanları, neredeyse tamamından asfalt yol geçen vadi tabanları, üstü kapatılmış ama her yağmurda alt-geçitleri doldurarak taşan doğal drenaj alanları dereleri, artan yapılaşma ile çoğunluğu su geçirmeyen yüzeyleri, yağmur suyu toplama sistemi olmayan ulaşım altyapısı ile her yıl rutin olarak su baskınları, taşkın gibi maddi ve can kayıplarına yol açan felaketler yaşamaya devam etmektedir.
- Ankara doğu, kuzey ve güneyinin dağlarla çevrili olması, batıya doğru ise Ankara Çayı üzerinde açılmasıyla bir çanak oluşturmakta ve kentsel yerleşim bu çanak içerisinde bulunmaktadır. Dereler, vadi tabanları bu çanak içerisinde birleşip Ankara Çayı`na dönüşmektedir. Ancak kentleşme süreci içerisinde dereler, vadi tabanları yok olmuştur, var olanlar da yok olmaktadır. Toprakla buluşamayan veya yeterli bir altyapı ile tahliye edilemeyen yağmur suları eğimli bölgelerde güçlü akıntılar yaratmakta, kentin alçak bölgelerinde merkezde birikerek ani su baskınları ve can kayıplarına yol açmaktadır.
- İklim krizinin derinleşmesi ve etkilerinin her geçen yıl daha fazla ve farklı şekillerde hissedileceği göz önüne alındığında, bütüncül bir planlama ve risk yönetimi çalışması yapılmadığı ve gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde Ankara'nın bu gibi hava olaylarından daha fazla etkileneceği bir gerçektir.
- Ankara Büyükşehir Belediyesi`nde 2020 yılında İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı altında İklim Değişikliği ve Temiz Hava Şube Müdürlüğü kurulmuştur. Ancak bu yapılanma içi boş, kapısında tabela olup çalışmayan birimlerden ibarettir. Yağışlarla ilgili, sadece yurttaşlara tedbir çağrısı yapan Ankara Büyükşehir Belediyesinin web sitesinde iklim değişikliği hakkında bir çalışması bulunmadığı görülmektedir.
- Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından "Ankara Havzası Taşkın Yönetim Planı" hazırlanmış ancak taşkın riski yüksek alanlar ve bu alanlarda kalan mevcut riskli yapılarla ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığı gibi, yeni imar planlarıyla bu riskler artırılmakta, halkın can ve mal güvenliği tamamen ihmal edilmektedir.
ÇÖZÜM
- 1. Kente dair mekansal kararların çoğunda tek yetkili olan ve Başkentin bütçesini yöneten Ankara Büyükşehir Belediyesinde iklim değişikliği yapılanmasını aktif hale getireceğiz.
- 2. Belediye bütçesinin önemli bir bölümünü iklim değişikliğine uyum, afet önleme, dirençlilik konularına yönelik çalışmalara ayıracağız. Bu kapsamda alınan kararları ivedilikle mekansal planlara yansıtacağız.
- 3. AB’nin temel ilkeleri olan, ‘Kirleten öder”,’Bütünleyicilik’, ‘Yüksek seviyede koruma’, ‘Kaynakta önleme’, ‘Önleyicilik’ ve ‘İhtiyat’ ilkelerini benimseyen İklim Değişikliği Politikaları oluşturacağız.
- 4. Ankara ve Ankara’lının kuraklık, çölleşme, su baskınları, orman yangınları, vb. etkenlere karşı savunmasızlığı, çabuk iyileşebilirliği, esnekliği gibi sorunları belirleyeceğiz.
- 5. Fiziksel, ekonomik ve sosyal riskleri tanımlayan haritalama, yer’e özel politikalar ve kent düzeyinde Havza temelli kuraklık yönetim planları ve eylem planlarını tamamlayacağız.
- 6. Gölbaşının bağlı olduğu sulak alanlar, vadiler ve havzalar bütünü kuzeyde İmrahor vadisi ve İncesu deresi üzerinden bağlanarak kent merkezine ve Ankara Çayına ulaşırken güneye doğru Eymir Gölü Gölbaşı Düzlüğü, Mogan Gölü havzalarıyla Tuz Gölü havzasına kadar uzanmaktadır. Bölgedeki hassas ekolojik değerler için bütüncül bir koruma anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Öncelikle alandaki yapılaşma kararlarını iptal edeceğiz. Vadileri kentin açık-yeşil alan sisteminin bir parçası olarak değerlendireceğiz.
- 7. Kapsayıcı, sürdürülebilir ve dirençli bir toplum için adil geçiş süreçlerine yol gösterici Adil Dönüşüm Politikası oluşturacağız. Toplumsal hedefleri, iklime yönelik hedefler ve çevreyi koruma hedefi ile uyumlu hale getirerek sürdürülebilir ekonomik çeşitlendirme yoluyla dirençli bir ortam yaratacağız. Dirençlilik bileşenlerimiz; Kararlılık: Üstesinden gelme kapasitesi, Dayanıklılık: Uyum kapasitesi ve Değişim: Dönüşüm kapasitesidir.
- 8. Ankara Havzası Taşkın Yönetim Planı’nda belirlenen riskli alanlar ve riskli yapılar hakkında ivedilikle çalışmaya başlayacağız.
- 9. Vadiler ve dere yataklarının imara açılmasına son verecek, dereleri kademe kademe gün yüzüne çıkaracak etkin bir eylem planı hazırlayacağız.
- 10. Öncelikle Çubuk-Etimesgut arası Ankara Çayı taşkın sınırı içerisinde yer alan konut, ticaret, sanayi, vb. kullanımlar içeren yapılaşmanın dönüşümünü sağlayacağız.
- 11. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğine uygun şekilde jeolojik açıdan yapılaşma yapılabilecek yerleri yeniden belirleyeceğiz. Özellikle yağmurlarla birlikte yeraltı ve yerüstü sularının seviyesinin yükselmesi ve betonlaşma oranı artan zeminin su taşkın riskini yükselteceği gerçeğinden hareketle, su taşkın seviyelerinin altında kalan parsellerin yerleşime açılmasına engel olacağız.
- 12. Kentimizde yaşamı, yaşam kalitesini, suyu ve toprağı koruyan politikaları hayata geçireceğiz.
- Su duyarlı Ankara’nın oluşturulmasında Belediye bünyesinde Su ve Arazi Kullanımı Koordinasyon Merkezi oluşturacak ve Kentsel Su Yönetiminin (sağlıklı içme suyu, atık suyun bertarafı ve yağmur suyunun tekrar bir kaynak olarak devreye alınması) geçiş aşamalarını ivedilikle uygulamaya geçireceğiz.
- Akarsu, havza ve sulak alanların korunması, üzeri kapatılmış su yüzeylerinin gün ışığına çıkartılarak kentsel su döngüsünün yeniden hayata geçirilmesi ve doğal su döngüsünü yeniden etkinleştirecek adımlar atacağız.
- Yeni yerel su kaynakları araştırılmasına yönelik ARGE faaliyetlerini destekleyeceğiz.
- Su ve toprak varlıkları üzerindeki geri döndürülemez etkisi nedeniyle enerji ve maden projelerini yakından takibe alacağız. Ekosistem üzerinde olumsuz etki yaratacak projeleri durduracağız.
- Sulamada, içme ve kullanma suyu şebekelerinde kayıp kaçağın önlenmesi için havza bazında eylem planları hazırlayacağız.
- 13. Suyun geri dönüşümünü sağlamak amacıyla geçirimsiz yüzeylerin azaltıldığı kamusal mekanlar tasarlayarak kentimizi yağmur sularının doğru yönetilmesi ile tehlikeli ve kirli su akışını azaltan, pasif emici, temizleyici ve yağışın ekolojik ölçekte dostça kullanılması için tasarlanmış kenti tanımlayan Sünger Kent prensibi ile planlayacağız.
- Tarımda damla sulama
- Yağmur suyu hasadı, depolama sistemleri (sarnıçlar)
- Suyu kaynağında depolama
- Gri su kazanım sistemleri, geri dönüşüm teknolojileri
- Sürdürülebilir drenaj sistemleri: peyzaj elemanları ile yağmur suyunun yönetimi
- Yeşil altyapı ağı: Ekolojik servisleri çok daha fazla sulanan yeşil alanlar ile yapılı altyapı arasında bağ kuran bir planlama ve tasarım yaklaşımı.
- Yeşil Altyapı Teknolojileri: Yağmur suyunun emilmesi için toprakta daha fazla geçirgenliğe izin veren geçirgen yol ve sert zeminler, çatı bahçeleri, yağmur suyu toplama sistemleri, yağmur bahçeleri, havuz ve göller gibi yeşil alanlar tasarlanarak oluşturulur. Bu unsurlar yol sistemi ve binalar ile birleştirilebilir ve suyun doğal akışına yardımcı olurken taşkınları önler.
- 14. Ankaralıların en çok yakındığı konulardan biri de su altyapısı ve ASKİ’nin hizmetlerindeki yetersizliktir. Bu konuya çok önem gösteriyoruz ve göreve geldiğimiz gibi ilk iş ASKİ’nin yönetim şemasını iyileştirmek için bir görev masası kuracağız.
- ASKİ'den kaynaklanan sorunları net bir şekilde tanımlamak ve önceliklendirmek için vatandaşlardan gelen şikayetler, saha incelemeleri ve teknik analizler içeren kapsamlı bir araştırma yapacağız.
- Belirlenen sorunlara yönelik teknik ve ekonomik açıdan yapılabilir ve etkili çözüm önerileri geliştirip uygulayacağız.
- Yeni su ve kanalizasyon hatlarının inşası, mevcut hatların onarımı ve yenilenmesi ve arıtma tesislerinin kapasitesinin artırılması gibi gerekli altyapı yatırımlarını yapacağız.
SORUN: Hava Kirliliği
Açık ve yeşil alanların saldırı altında olması ile birlikte fosil yakıta dayalı ulaşım sistemi sonucu Ankara’nın havası artık zarar verici düzeyde kirli. Öyle ki Ankara hava kalitesi olarak ülkenin en “havası kalitesiz” noktaları listesine iki bölge sokabiliyor. Bunlar Sıhhiye ve Demetevler. Artan doğal gaz fiyatları ile kömür kullanımının artması ile durum daha da kötüleşiyor.
Özellikle göllerin bulunduğu vadiler, İmrahor Vadisi ve Elmadağ Vadiler sistemi; su rejimi dışında hava koridoru olma özellikleri nedeniyle hava kirliliği ve iklim stabilizasyonu-mikroklima açısından da Ankara kenti için büyük önem taşımakta iken yapılaşmaya açılması bu sorunu daha da derinleştiriyor.
ÇÖZÜM
- 1. Kent içi ulaşımda toplu taşıma türlerinin çekiciliğini arttırarak özel araçlı yolculukların sayısını azaltmayı hedefleyeceğiz. Ulaşım Master Planı ile ulaşım ağlarını sürdürülebilir, çevre dostu sistemlerle, uzun dönem metropoliten arazi kullanım planı ile uyumlu, çok modlu ve entegre bir ana ulaşım planı yapacağız.
- 2. Sulak alanlar, vadiler ve havzalar bütününde yapılaşma kararlarını iptal edeceğiz. Vadileri kentin açık-yeşil alan sisteminin bir parçası olarak değerlendireceğiz.
- 3. Karbon salımlarına yönelik olarak ciddi kısıtlamalar getirecek ve sıfır karbonlu bir kent olmak için çalışmalara hemen başlayacağız. Kent genelinde CO2 salınımına yol açan her türlü etkenin engellenmesi ve ormanların, yeşil alanların (karbon yutak alanlarının) korunması ve artırılması için yapılacak uygulamaları destekleyeceğiz.
SORUN: Çöp
- Devasa bir nüfusun her gün çöp ürettiği fakat bu çöpün olduğu gibi bırakıldığı bir şehir Ankara.
- Çöp Toplama Seyrek ve Düzensiz
ÇÖZÜM
- 1. Katı atık depolama, bertaraf etme, vb. çalışmalara hızla başlayacağız.
- 2. Geri dönüşüm imkânlarını artıracak, evsel atıkların ayrıştırılmasında evlerden başlayacak, her mahalleye geri dönüşüm konteynerları koyacak, evde ayrıştırma için her eve bir atık kutusu kampanyası başlatacağız.
- 3. Halkı geri dönüşüm konusunda bilinçlendirecek eğitim programları düzenleyeceğiz.
- 4. Mevcut çöp toplama araçları ve ekipmanlarını yenileyecek ve sayılarını artıracağız.
- 5. Çöp konteynerlarının sayısını artıracak ve daha hijyenik hale getireceğiz.
- 6. Hemşehrilerimizin çöp toplama saatleri ve güzergahları hakkında anlık bilgi alabileceği bir mobil uygulama geliştireceğiz.
SORUN: Afet Riskleri
Ankara deprem açısından yüksek risk taşımamakla birlikte sel ve erozyon riskleri yüksek bir bölgede yer almaktadır.
- Afet tehlikesi karşısında alınabilecek tek önlemin yapı düzeyinde güçlendirme olduğu düşüncesi, kentsel ortamda tekil yapı riskinden başka bir risk bulunmadığı varsayımını yapmakta, toplumsal sorumluluğu piyasaya bırakmakta ve kapsamlı planlama seçeneğini dışlamaktadır.
- Ankara imar planlarına göre şekillenmemekte, imar planları ranta göre, kentsel gelişimi takip etmektedir.
- Türkiye genelinde dönüşüme uğraması gereken konut sayısı 7 milyon olarak belirtilmektedir. Ancak 6306 sayılı yasa ile belirlenen riskli alanlar incelendiğinde, bazılarının riskli olmadığı ancak rant beklentisi yüksek alanlar olduğu görülmektedir.
- Kanunun nasıl ranta hizmet ettiğini Ankara`da ilan edilen riskli alanlar üzerinden gördük. Boş alanlar, yeşil alanlar, mezarlık alanları afet riskli alan ilan edildi. Boş bir alan neden afet riskli ilan edilerek, kentsel dönüşüm başlatılır. Amaç yapıya açmaktır. Ayrıca kentsel dönüşüm bu kanunda bazı muafiyetler getiriyor. İnşaat yapacakları bu muafiyetlerden yararlandırmak amaçlandı. Buraları riskli alan ilan ediyorsunuz, yapı yok. Burayı riskli alan ilan ederek yapıya açıyorsunuz bir de yapacaklara muafiyet veriyorsunuz.
ÇÖZÜM
- 1. Afet sonrası faaliyetlere yoğunlaşan Kriz Yönetimi ile tanımlanan yara sarma politikalarının ötesine geçecek, afet öncesi riskin en aza indirilmesine yönelik tedbirler ile afet sırasında yapılması gerekenleri ve afet sonrasını planlayan uygulanabilir bir Başkent Ankara Afet Yönetim Sistemi oluşturacağız.
- 2. Yerleşme ve yapılaşma kararlarını başlangıçtan itibaren olası afetlere göre planlayacak ve inşa edeceğiz.
- 3. Arazi kullanımı ve gelişimine rehberlik edecek sakınım planları hazırlayacağız. Planlar; arazi kullanım düzenlemesi, inşaat mevzuatı, güvenlik güçleri, riskli arazi parçalarının haritalandırılması ve bina envanteri içerecek.
- 4. Sakınım planlaması çerçevesinde belirleyeceğimiz alanlarda afet dirençli (hazırlıklı ve dayanıklı) kent parçaları planlayacak ve projelendireceğiz. Afet öncesi tehlikelerin tespiti ve risklerin azaltılması için yapılacak yatırımlar çok daha rasyonel kaynak kullanımına yol açacaktır.
- 5. Riskli alan ilanlarının daha çok ranta göre yapıldığı gerçeğinden hareketle, riskli alan haritalarını gözden geçireceğiz.
- 6. Risk azaltma eylem planları oluşturacak, afetlere hazırlıklı bir toplum için sürdürülebilir ve nitelikli kentsel yaşam alanları oluşturacağız.
- 7. Bilimsel kriterler ile yeniden belirlenecek riskli alanların 6306 sayılı yasa kapsamında dönüşümünü en kısa süre içerisinde tamamlayacağız.
- 8. Riskli bölgelerde yaşadıkları tespit edilmiş olan vatandaşlarımız için mevcut mülklerinin bulunduğu bölgede kentsel dönüşüm çalışmaları uygulanana kadar rezerv barınma bölgeleri inşa edeceğiz.
- 9. Kentsel dönüşümde mahalle kimliği, hafızası, tarihsel doku ve kültürün korumasını önemseyeceğiz.
- 10. Uygulamaların, ilgili yerleşkenin/kentin nüfus yoğunluğunu artırmamasına dikkat edilmesi.
- 11. Dönüşüme uğrayan bölgelerin sakinlerinin mülkiyet haklarının kesintiye uğramaması esastır. Ek imar hakkı gerekmeyeceğinden ve herhangi bir bölgede konut sayısında artış olmayacağından, vatandaşların arsa paylarının dönüşümden asgari ölçüde etkilenmesini sağlayacağız.
- 12. Hemşehrilerimizin eylem planları ile belirtilen risksiz alanlarda toplanmasını hızlandıracak bir Afet Erken Uyarı Sistemi oluşturacağız.
- Öncelikle başta okullar olmak üzere tüm kamu yapılarını güçlendirecek veya yeniden inşa edecek ve bu yapıları tüm donanımları ile afet anında toplanma alanları olarak kullanılmak üzere yapılandıracağız.
- Sakınım planlarında açık toplanma alanları belirleyecek, bu alanları gerekli altyapı ile donatacağız.
- 13. Riskli alanların belirlenmesi ile birlikte afet senaryoları üzerinden yüksek gerilim hatlarındaki akımın kesilmesi, fabrika, nükleer santral ve rafinerilerin faaliyetlerinin durdurulması, metro, tramvay ve tren gibi toplu taşıma araçlarının durdurulması gibi birçok önemli tedbirin alınmasını mümkün kılacağız.
- 14. Yapı Denetimini Belediye içerisinde yeniden kurgulayacağız. İşleyişin etkili bir risk azaltma mekanizması kimliği kazanmasını sağlayacağız.
SORUN: Eskiyen, Çöküntüleşen Alanlar, Gecekondu Alanları
- Eskiyen, çöküntüleşen kentsel alanlarda tek çözüm kentsel dönüşüm olarak gösterilmekte ve dönüşüm kentsel rant piyasasının en yüksek faydayı tanımladığı kentin cazip alanlarında (merkezi alanlar, gelişme koridorları, vb.) rantın yeniden kazanılması ve orta ve üst-gelir grubu konut alanları yaratılması için kullanılmaktadır. Bu ortamda kentsel dönüşüm fiziksel yenilemeye indirgenerek piyasanın işleyişine terk edilmektedir.
- Tüm uygulamalarda müdahale rant alanlarına yönelirken, dönüşüm yerel otoritelerin desteği ile özel sektör elinde, çöküntü alanlarından prestijli konut alanlarına doğru şekillenmektedir. Amaç dönüşümü sağlanacak alanda yaşayan nüfusun problemlerine çözüm bulmak ya da bu alanı ıslah etmek değil, kentsel arazi rantını en iyi şekilde kullanarak bundan pay almaktır.
- Böylece kentsel dönüşüm projeleri hemen hemen tüm belediyelerin başlıca gelir kaynağı haline gelmektedir.
- Ülke genelinde tek tip dönüşüm projeleri hazırlanmakta, doğal yapı, ekonomik ve sosyal yapı (kullanıcı profili), vb. yer’e özel unsurlar göz ardı edilmektedir.
- Mevcut nüfus katılım odaklı yeniden yerleştirme politikaları ile destekleniyor görünse de, zaman içinde ya kar elde etmek için yada dışlandığı için alanı terk etmektedir.
- Dönüşüm uygulanan ve rantı yüksek alanlarda dışlanma/dışlama kendiliğinden oluşmakta, bu anlamda soylulaştırma (alanın bir üst gelir grubunun eline geçmesi) dile getirilmeyen ancak beklenen sonuç olmaktadır.
- Bu alanlardan ayrılan nüfus kentin farklı alanlarına dağılmakta, bu alanlardaki yoğunluğu artırmaktadır. Bu alanlar da sonrasında dönüşüme konu olmakta ve bir kısır döngü içine sıkışıp kalınmaktadır.
- Dönüşüm uygulanan ancak rantı yüksek olmaya alanlarda ya mevcut nüfus yine alanda kalmakta ya da yaşam biçimine uyum sağlayamama, giderleri karşılayamama, vb. nedenlerle satış ya da kiraya verme yoluyla alanı terk etmektedir. Bu durumda yeni gelen nüfus beklenenin aksine orta ve yüksek gelir grubu değil yine alt gelir grubudur ve bir yanda değişen nüfus ile dayanışma örüntülerinin yok olması bir yanda da yoksulluğun devamı ile gecekondu sorunu çöküntüleşme sorununa dönüşmektedir. Bu alanların da ileride dönüşüme konu olması kaçınılmazdır.
ÇÖZÜM
Çöküntüleşen alanlarda esas sorun mekansal değil, ekonomiktir. Türkiye’nin sorunu yoksulluktur. Mekana dair günümüz uygulamaları mekanı dönüştürürken ayrışmayı derinleştirmekte, erişilebilir/karşılanabilir konut stoğunu azaltmaktadır.
- 1. 5393 sayılı Belediye Kanunu 73. Madde ile hazırlanan Kentsel Dönüşüm uygulamalarını yeniden ele alacağız.
- 2. Haksız kazanç sağlamaya odaklı düzenlemelere son vereceğiz.
- 3. Kentsel dönüşümü tek reçete olarak görmeyecek, kentsel yenileme genel yaklaşımını benimseyerek, alanların özelliklerine göre dönüşüm, sağlıklaştırma, yeniden geliştirme, vb. farklı uygulamaları hayata geçireceğiz. Bu farklı uygulamaları eylem planları ile üst ölçekli yapısal planlarda belirleyeceğiz.
- 4. Müdahale edilmesi gerekli alanları, kamu yararı çerçevesinde, sürdürülebilirlik ve yaşanabilirlik kriterleri ve katılım ortaklıkları ile değerlendireceğiz.
- 5. Katılımı, her aşamada birlikte düşünme ve karar verme mekanizmaları ile gerçekleştireceğiz.
- Dönüşümü sadece fiziksel olmaktan çıkaracak, ekonomik, sosyal/kültürel sorunların da irdelendiği bütünsel çözümler üreteceğiz. Ekonomik aktivitelerin varlığı ve çeşitliliğini gözetecek, yeni iş imkanları yaratacağız.
- Dönüşümde, yerinde konut edindirme esastır. Halkın, aidiyet duygularının geliştiği, yardımlaşma, dayanışma gibi sosyal birliktelik duygularına dayanan mahalle olgusundan ve mevcut iş yerlerinden uzaklaştırılmamasını önemseyeceğiz.
- Projelerde teknik ve sosyal donatı alanlarını öncelikle oluşturacağız.
- Dönüşüm alanlarında ticaret, otopark, vb. kullanımlara da yer vererek, hem yerleşik nüfusun konut ihtiyacına yönelik kaynak aktarımı hem de yeni iş imkanları yaratacağız.
- Konut üretiminde maliyetlerin azaltılması için:
- Taşıyıcıdan dış kabuğa kadar çeşitli yapı bileşenlerini kitlesel, prefabrik şekilde üreteceğiz.
- Bununla ilgili araştırma ve geliştirme çalışmalarını ve bu tip üreticileri destekleyeceğiz.
- İşçilik maliyetlerinin düşürülmesi için son otomasyon tekniklerini kullanacağız.
- Geçici moda, gösteriş ve pazarlamaya yönelik yapı malzemeleri yerine sade, sağlam ve uygun fiyatlı malzeme üretimini destekleyeceğiz. Malzemelerde geri dönüşümü destekleyeceğiz.
SORUN: Kent Güvenliği
Ankara atıl ve/veya karanlık bırakılan kamusal açık alanları, konut alanlarında geceleri ıssızlaşan ve kararan sokakları ile birlikte gittikçe artan sığınmacı nüfusu ile artık güvensiz bir kent olarak tanımlanmaktadır.
ÇÖZÜM
Güvenli kent yaklaşımımız bütünsel yönetim anlayışına dayalı olup; kapsayıcı, multidisipliner ve önleyici politikaları benimsemektedir.
- 1. Önleyici davranış biçimleri ile kentsel tasarımı, kentsel güvenliğin önüne alacak ve “Çevresel Tasarımla Suçun Önlenmesi (CPTED)” kuralına odaklanacağız.
- 2. Kamusal açık alanların aydınlatmasının artırılması, güvenlik kulübeleri ile güvenlik hissinin toplumda sağlanması, güvenlik kameralarının kentteki suç durumuna göre yer seçimleri, görmeyi ve görünmeyi engellemeyecek peyzaj düzenlemeleri, kör nokta oluşumlarının engellenmesi, kontrollü giriş-çıkış düzenlemelerinin yapılması ve kamusal ve özel mekanlarda farklı tasarım biçimlerinin geliştirilmesi kentsel tasarım yoluyla suç önleme olarak adlandırılan metodun başlıca özelliklerini oluşturmaktadır
- 3. Uygulamalarımız, hukuksal, yönetsel, imar/kentsel tasarım düzeyinde farklılaşacaktır.
- 4. Yönetişim temelli, sivil toplumun, birey farkındalığı ve katılımının her alanda kendini hissettirdiği siyasal bir kültüre sahip olacaktır.
- 5. Güvenli kentlerle ilgili değerlendirmelerde kullanacağımız indeksler; dijital, kişisel güvenlik, sağlık ve altyapı güvenliği olarak dört tematik kategoriye ayrılmaktadır.
- 6. Suç sayısı analizleri ve bu analizleri destekleyen suç yoğunluğu analizleri ile suç açısından bir bölgeleme oluşturacak ve bu değerlendirme sonucunda güvenli kent planlama ilkelerini oluşturan müdahale yöntemlerini belirleyeceğiz.
- 7. Kamera sistemlerini artıracak, kentteki yer seçimlerinde suç analizlerinden faydalanacağız.
- 8. Kent planlarında alınan plan kararlarını, elde edilen suç analizlerini değerlendirerek revize edeceğiz.
- 9. Ankara’yı aydınlık bir kent yaparak, suçu işlenmeden önleme prensibini benimseyeceğiz.
- 10. Özellikle kent merkezlerinde karma kullanımlı tasarımların yapılması ve potansiyel hedef konumunda olan pek çok alanda alt ölçeklerde, kentsel tasarım kararları ile mekanın suça izin vermeyecek şekilde yeniden düzenlenmesini sağlayacağız.
- 11. Kentlinin kentsel suçlar konusunda bilinçlendirilmesi, uygulamaların sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır. Kentli tarafından sakınılan, korkulan ve güvensiz olarak tanımlanan alanları tespit edecek ve suç analizini destekleyecek önemli bir veri olarak kullanacağız.
SORUN: Başıboş Sokak Köpekleri
Ankara’nın çok ciddi bir başıboş sokak köpekleri sorunu mevcuttur. Son 2 senede ülkemizde 100’den fazla vatandaşımız başıboş sokak köpekleri yüzünden hayatını kaybetmiş, Ankara’da da bu durum çok ciddi seviyelere ulaşmıştır.
ÇÖZÜM
- 1. Köpek popülasyonunun kontrol altına alınması için kısırlaştırma seferberliğine gideceğiz. Kısırlaştırma ve aşılama işlemlerini Belediyeye ait barınaklarda ücretsiz olarak yapacağız.
- 2. Kontrol altına alınamayacak olan bölgelerdeki köpek dostlarımızı toplayarak barınaklarımızda misafir edecek, sahiplendirmeyi teşvik edeceğiz.
- 3. Barınak şartlarını iyileştirilecek, nitelikli hizmete erişimde personel alımlarını artıracağız.
SORUN: Kültür Sanat Konusunda Zayıf Olması
Ankara’nın en büyük sıkıntılarından biri de kültür sanat alanında diğer büyükşehirlerimize göre geri kalmış olmasıdır. Cumhuriyetimizin başkenti olan şehrimizde düzgün bir konser alanı bile bulunmamaktadır.
ÇÖZÜM
- 4. Ankara’nın kültür sanat tesisleri konusundaki zayıflığını gidermek için öncelikle mevcut tesislerin onarımı ve yenilenmesi için gerekli yatırımları yapacağız.
- 5. Bu yatırımlar binaların altyapısının iyileştirilmesi, akustik ve ışıklandırma sistemlerinin modernize edilmesi gibi çeşitli çalışmalardan oluşacaktır.
- 6. İlk olarak Ankara’daki konser alanı eksikliğini 80.000 kişi kapasiteli Türkiye’nin en büyük alanını inşa ederek gidereceğiz.
- 7. Şehrin farklı bölgelerinde yeni kültür sanat tesisleri inşa edeceğiz. Bu tesisler, tiyatrolar, müzeler, sanat galerileri, kütüphaneler gibi farklı sanat dallarına hitap edecek şekilde tasarlanacaktır. Şehir genelinde sürekli olarak çeşitli konserler, tiyatrolar, festivaller, sergiler gibi etkinlikler düzenleyeceğiz.
- 8. Tarihi ve doğal değeri yüksek alanlarda açık ve kapalı kent müzeleri tasarlayacak, Ankara’nın tüm ilçelerinde belirlenecek destinasyonları birleştiren bir kültür ve sanat rotası oluşturacağız.
- 9. Tüm etkinlikleri Ankara’da eğitim gören gençlerimize ücretsiz yapacağız.
SORUN: Kent Suçları
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi tarafından duyurulan kent suçları şu şekilde ifade edilmektedir (https://www.spo.org.tr/, 12.02.2024)
- Arsa karşılığında emsal artışı, diğer bir ifadeyle karşılıklı bireysel çıkar ilişkisini gözeten meclis kararları; emsal harici tutulan alanlar, piyasa mekanizmalarına, kişi ve dernek/vakıflara tahsis edilen kamu arazileri, imar planı değişiklikleri marifetiyle yolsuzluklar, verilen taahhütler ile gizli kapaklı, türlü hileyle Ankaralıların cebinden toplanan paralar ile Ankara'nın doğal alanları katledilmiştir.
- Gökçek dönemi boyunca hiçbir bütüncül planlama çalışması uygulanmamış; parçacıl planlarla bir kentin geçmişi ve geleceği mahvedilmiştir. Belediye yönetimi projeci bir anlayışla Ankara`yı plansız bir geleceğe mahkum etmiştir.
- Gökçek ve Belediye Meclisi, Ankara halkı ve meslek örgütlerince kamu yararına ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemelere taşınan binlerce imar planını, yargı kararlarının arkasından dolanarak mükerrer şekilde, ısrarla yeniden onaylamıştır. Söz konusu mükerrer plan yapım yöntemine Ankara halkının vergileri harcanmıştır. Meslek Odalarının en az ücret yönetmeliklerine göre, sadece mükerrer plan değişikliklerinin ve projelendirmelerinin maliyetinin dahi milyonlarca liraya karşılık gelen bir kamu kaynağı israfı olduğu unutulmamalıdır.
- Ankara'nın kapıları, gökkuşağı, saatler ve dinozorlar gibi akıl almaz boyutlara ulaşan; hiçbir Ankaralının talebi ve kentin ihtiyacı olmaksızın inşa edilen ucubeler, yandaş sermayedarların daha fazla zenginleştirilmesini sağlamış, mevcut kentsel-mekânsal sorunları katmerlendirmiş, kamusal alanları, sokakları, mahalleleri ve tüm kenti yaşanmaz hale getirmiştir. Ankara'nın mutlak tarım arazileri, doğal ve tarihi sit alanı olan AOÇ üzerinde inşa edilen Ankapark için dönemin belediye başkanı Gökçek hakkında yargı kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle kamu davası açılması talep edilerek 2015 yılında suç duyurusunda bulunulmuş, ancak şimdiye kadar bir gelişme olmamıştır.
Ankapark son durum
- 'Ankapark'ın kaderine vatandaşımız karar verecek' diyerek 23 Temmuz 2022'de belediyenin resmi internet sitesinden anket yapan Yavaş, vatandaştan gelen "Yeşil Alan" talebine de 5 yıldır cevap veremedi.
- 801 milyon dolara mal olan ve 3,5 yıllık hukuk mücadelesinin ardından mahkeme kararıyla Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilen Ankapark’ın tekrar hizmete açılması için elektrik hattı döşeme ve havuz yenileme çalışmaları gerçekleştiriliyor.
- Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne (ABB); Avrupa'nın en büyük tema parkı AnkaPark çürümeye terk ederken "Dijital Hayvanat Bahçesi" için geçtiğimiz aylarda ihaleye çıktı. Sanal dinozorların yer aldığı proje için 160 milyon lira ödenen firmanın, ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın eski danışmanı Tan Umut Köker olduğu ortaya çıktı (Sabah Giriş Tarihi: 13.2.2024).
ÇÖZÜM
Kamu kaynakları israfına yol açarak belirli bir kesimin kârının artırıldığı, kamu yararının gözetilmediği, doğal ve tarihi alanların tahrip edildiği, tüm usulsüz planlama süreçleri karşısında idari süreç başlatacağız.